|

Son Osmanlı Padişahı Sultan Vahdettin: Hayatı, Saltanatı ve Sürgün Yılları

السلطان محمد السادس العثماني (1)

Osmanlı İmparatorluğu’nun 36. ve son padişahı olan VI. Mehmed, halk arasında bilinen adıyla “Sultan Vahdettin”, tarihin en çalkantılı dönemlerinden birinde tahta çıkmıştır. Hem padişahlık hem de halifelik makamını fiilen icra eden son Osmanlı hükümdarı olarak, imparatorluğun dağılma sürecine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sancılarına tanıklık etmiştir.

Sultan Vahdettin’in ardından halifelik makamına getirilen kuzeni Abdülmecid Efendi, saltanatın kaldırılması nedeniyle yalnızca “Halife” unvanını taşımıştır. Bu nedenle Vahdettin, devlet başkanlığı yetkisine sahip son Osmanlı lideri olarak tarihe geçmiştir.

Sultan Vahdettin Portresi

Sultan Vahdettin’in Soyu ve Ailesi

Sultan VI. Mehmed Vahdettin, köklü Osmanlı hanedanının son halkasıdır. Sultan Abdülmecid‘in en küçük oğlu olan Vahdettin’in soy silsilesi, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’ye kadar uzanır:

Ertuğrul oğlu Osman oğlu Orhan Gazi oğlu I. Murad oğlu I. Bayezid oğlu I. Mehmed (Çelebi) oğlu II. Murad oğlu Fatih Sultan Mehmed oğlu II. Bayezid oğlu I. Selim oğlu Kanuni Sultan Süleyman oğlu II. Selim oğlu III. Murad oğlu III. Mehmed oğlu I. Ahmed oğlu İbrahim oğlu IV. Mehmed oğlu III. Ahmed oğlu I. Abdülhamid oğlu II. Mahmud oğlu Abdülmecid oğlu Vahîdeddin.

Sultan Vahdettin’in özel hayatında beş evlilik yaptığı bilinmektedir. Eşleri ve çocukları şunlardır:

  • Nazikeda Hanım: Başkadınefendi’dir. Fenire, Ulviye ve Sabiha Sultan adlarında üç kızı olmuştur.
  • İnşirah Hanım: İkinci eşidir.
  • Müveddet Hanım: Padişahın tek oğlu olan Şehzade Ertuğrul’un annesidir.
  • Nevvare Hanım
  • Nevzad Hanım

Tahta Geçmeden Önceki Hayatı ve Eğitimi

Sultan Vahdettin Gençlik

Sultan Vahdettin, 14 Ocak 1861 tarihinde İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda dünyaya geldi. Henüz bebekken büyük kayıplar yaşadı; doğumundan kısa bir süre sonra annesi Gülüstü Hanım’ı, yaklaşık beş aylıkken de babası Sultan Abdülmecid’i kaybetti. Bu hüzünlü başlangıcın ardından, babasının eşlerinden Şayeste Hanım tarafından öz oğlu gibi yetiştirildi.

Entelektüel Bir Şehzade

Şehzade Mehmed Vahdettin, saray geleneklerinin ötesinde bir eğitim hayatı sürdürdü. Çocukluğunda medrese derslerine gizlice katılarak İslami ilimlere olan merakını gidermeye çalıştı. Özel hocalardan aldığı derslerle Arapça ve Farsça öğrendi, fıkıh, tefsir ve hadis konularında derinleşti. Bu eğitimi, ileride padişah olduğunda önüne gelen şer’i meseleleri bizzat inceleyip yorumlayabilecek bir yetkinliğe ulaşmasını sağladı.

Manevi yönü güçlü olan şehzade, gençliğinde tasavvufla yakından ilgilendi ve Nakşibendi tarikatı derslerine katıldı. Sanatçı bir kişiliğe de sahip olan Vahdettin, edebiyat ve musikiyle hemhal olmuş, aynı zamanda yetenekli bir hattat olarak eserler vermiştir. Klasik Türk müziği formunda besteleri bulunmaktadır.

Saltanat Yılları ve Mondros Ateşkesi

Sultan Vahdettin Saltanat

Vahdettin, I. Dünya Savaşı’nın en zorlu günlerinde, ağabeyi Sultan Mehmed Reşad‘ın 3 Temmuz 1918’deki vefatı üzerine tahta çıktı. 57 yaşında padişah olduğunda, imparatorluk savaşta ağır yaralar almış ve tükenme noktasına gelmişti. Sultan’ın birincil hedefi, devleti bu yıkıcı savaştan mümkün olan en az zararla çıkarmaktı.

Tahta çıkışından kısa bir süre sonra, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandı. Bu anlaşma, Osmanlı Devleti için fiili bir teslimiyet anlamına geliyordu. Mütareke şartları gereği İtilaf Devletleri donanması İstanbul Boğazı’na demirledi, ordular terhis edildi, demiryolları ve limanlar işgal kuvvetlerinin kontrolüne geçti.

Mustafa Kemal Paşa ve Anadolu’ya Geçiş

Sultan Vahdettin ile Mustafa Kemal Atatürk arasındaki ilişki, tarihin en çok tartışılan konularından biridir. İşgal altındaki İstanbul’da çaresizlik hakimken, Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a görevlendirildi. Resmi görevi bölgedeki karışıklıkları önlemek olsa da, bu yolculuk Milli Mücadele’nin fitilini ateşledi.

Mustafa Kemal Atatürk, daha sonra Falih Rıfkı Atay’a verdiği mülakatta, Samsun’a hareketinden önce Padişah ile Yıldız Sarayı’nda yaptığı son görüşmeyi şöyle aktarmıştır. Padişahın, tarih kitaplarını işaret ederek kendisine şunları söylediğini belirtir:

“Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir. Bunları unutun. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin!”

Bu görevlendirme sonucunda Anadolu’ya geçen Mustafa Kemal Paşa, Amasya, Erzurum ve Sivas kongreleriyle Türk milletini örgütlemiş ve 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurmuştur.

Milli Mücadele Dönemi

Sevr Antlaşması ve Kırılma Noktası

Milli Mücadele’nin güçlenmesiyle İstanbul Hükümeti ve Ankara arasındaki ipler gerildi. İstanbul Hükümeti tarafından kurulan “Kuvâ-i İnzibâtiyye” ordusu, Anadolu’daki milli hareketi bastırmayı amaçlasa da başarılı olamadı. 1920 yılında imzalanan ve Osmanlı topraklarını parçalayan Sevr Antlaşması ise bardağı taşıran son damla oldu. Ankara Hükümeti, bu antlaşmayı ve imzalayanları tanımadığını sert bir dille ilan etti.

Sevr Antlaşması Haritası

Sultan Vahdettin’in Sürgünü ve Vefatı

Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922 tarihinde saltanatı kaldırdı. Bu karar, 600 yıllık Osmanlı saltanatının hukuken sona ermesi demekti.

Can güvenliğinin tehlikede olduğunu düşünen Sultan Vahdettin, 17 Kasım 1922 sabahı İngilizlerin Malaya zırhlısı ile İstanbul’dan ayrıldı. Önce Malta’ya giden devrik padişah, daha sonra Hicaz Kralı’nın daveti üzerine Mekke’ye, oradan da İtalya’nın San Remo şehrine yerleşti.

Vahdettin’in gidişinin ardından, 19 Kasım 1922’de TBMM tarafından amcasının oğlu Abdülmecid Efendi “Halife” olarak seçildi. Ancak Vahdettin, sürgün yıllarında yaptığı açıklamalarda halifelik haklarından feragat etmediğini savunmuştur.

Vefatı ve Mirası

Sürgün yılları maddi ve manevi büyük zorluklar içinde geçti. Son Osmanlı Padişahı, 16 Mayıs 1926 tarihinde İtalya’nın San Remo kentinde kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybetti. Cenazesi, borçları nedeniyle bir süre hacizli kaldı. Kızı Sabiha Sultan’ın çabalarıyla cenaze işlemleri tamamlanabildi.

Türkiye’ye defnine izin verilmediği için naaşı Suriye’ye götürüldü ve Şam’daki Süleymaniye Külliyesi’nin haziresine defnedildi. Sultan V. Murat‘ın kardeşi ve son padişah olan Vahdettin, vatan toprakları dışında yatan az sayıdaki Osmanlı hanedan üyesinden biridir.

Similar Posts