İçindekiler
Bugün İstanbul’a inen uçakların büyük bir kısmı, onun adını taşıyan piste teker koyuyor: Sabiha Gökçen. Milyonlarca yolcu için bu isim, şehrin Anadolu yakasındaki ikinci havalimanından ibaret olabilir. Ancak o ışıklı tabelaların ardında, modern tarihin en büyüleyici biyografilerinden biri gizli. O sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızlarından biri değil, aynı zamanda yaşadığı dönemin tüm sınırlarını zorlayan, kadınlara biçilen rolleri yıkan bir devrimciydi.
Dünyanın birçok yerinde kadınların henüz temel hakları için mücadele ettiği bir dönemde, o kokpite geçti ve tarih yazdı. Dünyanın ilk kadın savaş pilotu olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi ve Amerikan Hava Kuvvetleri’nin (USAF) efsaneler posterinde yerini aldı. Bu yazı, sadece bir biyografi değil; yetim bir çocuğun nasıl gökyüzünün efsanesi haline geldiğinin gerçek hikayesidir.

Yetimhaneden Çankaya Köşkü’ne: Bir Kader Dönemeci
Sabiha, 22 Mart 1913 tarihinde Bursa’da dünyaya gözlerini açtı. Hayata 1-0 yenik başlayanlardandı; annesi Hayriye Hanım ve babası Mustafa İzzet Bey’i çok küçük yaşta kaybetti. Ağabeyi Neşet’in yanında zorlu bir çocukluk geçirirken, 1925 yılı hayatının kırılma noktası oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Bursa’yı ziyaret ediyordu.
Henüz 12 yaşında olan Sabiha, inanılmaz bir cesaret örneği göstererek korumaları aştı ve Paşa’nın karşısına dikildi. İsteği çok netti: Okumak istiyordu. Atatürk, bu küçük kızın cesaretinden ve zorlu yaşam koşullarından derinden etkilendi. Ağabeyinin de rızasını alarak onu evlat edindi ve Ankara’ya götürdü. Sabiha artık Çankaya Köşkü’nün kızıydı; Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve Üsküdar Amerikan Lisesi gibi prestijli okullarda eğitim gördü.
İlginç bir detay: Soyadı Kanunu çıktığında, Atatürk ona henüz havacılıkla hiç ilgisi yokken, 19 Aralık 1934’te “Gökçen” soyadını verdi. Türkçede “güzel, gök ile ilgili” anlamına gelen bu soyadı, sanki Atatürk’ün onun geleceğini önceden gördüğünün bir kanıtı gibiydi.
Gökyüzünün Çağrısı: İstikbal Göklerdedir
Mayıs 1935’te Atatürk, Türkkuşu Uçuş Okulu’nun açılışına Sabiha’yı da götürdü. Orada süzülen planörleri ve paraşütçüleri izlerken Sabiha’nın gözlerindeki ışıltı değişti. Atatürk bunu hemen fark etti ve o meşhur sözünü söyledi: “Gökler sana çok yakışıyor.” Bu cümle, onun kaderini mühürledi.
Yeteneği tartışılmazdı. Yedi erkek öğrenciyle birlikte ileri seviye planör eğitimi için Kırım’a (o dönem SSCB) gönderildi. Orada motorlu uçak okuluna devam etmeyi planlarken, manevi kız kardeşi Zehra’nın trajik ölüm haberiyle sarsıldı ve Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı. Ancak bu kopuş, onu asıl hedefine daha da yaklaştıracaktı.

Dünyanın İlk Kadın Savaş Pilotu
Atatürk’ün vizyonu netti: Türk kadını toplumun her alanında var olmalıydı; buna ordu da dahildi. O dönemde kadınların askeri okullara girmesi yasaktı, ancak Sabiha için özel bir üniforma dikildi ve özel bir kararname ile 1936’da Eskişehir Askeri Hava Okulu’na girdi.
Burada kendisine “kadın olduğu için” hiçbir ayrıcalık tanınmadı. Erkek meslektaşlarıyla aynı ağır eğitimden geçti. 25 Şubat 1936’da ilk motorlu uçak uçuşunu gerçekleştirdi. Trakya ve Ege manevralarına katılarak rüştünü ispatladı. Ancak asıl tarih 1937’de yazıldı: Tunceli (Dersim) Harekatı’na bir savaş pilotu olarak katılarak, resmen dünyanın ilk kadın savaş pilotu unvanını kazandı.
Tıpkı edebiyat ve siyaset alanında bir öncü olan Halide Edip Adıvar gibi, Sabiha Gökçen de “erkek işi” denilen alanlarda Türk kadınının neler yapabileceğini tüm dünyaya kanıtladı.
Ödüllerle Dolu Bir Ömür
Sabiha Gökçen’in kariyeri 1930’larda sona ermedi. Toplamda 8.000 saatin üzerinde uçuş gerçekleştirdi ve 32 farklı askeri operasyonda görev aldı.
Havacılık tarihine geçen başarılarından bazıları şunlardır:
- FAI Altın Madalyası (1991): Uluslararası Havacılık Federasyonu tarafından havacılığa katkılarından dolayı verildi.
- Tarihe Adını Yazdıran 20 Havacı (1996): ABD Maxwell Hava Üssü’ndeki törende, “Dünya Tarihini Değiştiren 20 Havacı” arasına seçildi. O posterdeki tek kadındı.
- Beyaz Kartal Nişanı: Yugoslavya ordusunun en yüksek askeri nişanı.
Tutkusu yaş tanımıyordu. Son uçuşunu 83 yaşında yaptı! 1996 yılında Fransız pilot Daniel Acton eşliğinde bir Falcon 2000 uçağıyla gökyüzüne çıkarak, havacılık aşkının emekliliği olmadığını gösterdi.
Miras: Sabiha Gökçen Havalimanı

Sabiha Gökçen, 22 Mart 2001’de, tam da 88. doğum gününde Ankara’da hayata veda etti. Ancak vefatından çok kısa bir süre önce, adını ölümsüzleştirecek büyük bir onura tanıklık etti. Ocak 2001’de İstanbul’un Anadolu yakasındaki uluslararası havalimanı hizmete girdi ve ona “Sabiha Gökçen” adı verildi.
Bugün Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (SAW), bölgenin en kritik uçuş merkezlerinden biri. İster iş için seyahat edin, ister Fethiye’de yamaç paraşütü heyecanını yaşamak için bir tatile çıkın; buraya her indiğinizde aslında bir tarihi selamlıyorsunuz. O, Türk kadınlarına gökyüzünün bile sınır olmadığını öğreten isimdi.
Onun hatırası, özellikle resmi ve milli bayramlarda, Cumhuriyet’in kazanımlarını hatırladığımız her anda yaşamaya devam ediyor.
