السلطان عبد الحميد الثاني (1)
|

Sultan II. Abdülhamid: Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Sultan II. Abdülhamid, zor bir dönemde devlet yönetimini devraldığı ve döneminde birçok krizle karşı karşıya kaldığı için Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli ve ünlü padişahlarından biri olarak kabul edilir.

Yaklaşık 33 yıl Osmanlı İmparatorluğu’nu yöneten II. Abdülhamid padişahlığı sırasında, Çanakkale bölgesinin savunmasını güçlendirme, eğitimi yaygınlaştırma, okul açma ve fabrika kurma gibi faaliyetlerinin yanı sıra Hicaz Demiryolu gibi birçok başarıya imza atmıştır.

Sultan II. Abdülhamid

Sultan II. Abdülhamid’in soyu ve ailesi

Sultan II. Abdülhamid’in Osmanlı Hanedanlığı içinde Ertuğrul Gazi’ye kadar olan soy şeceresi:

Ertuğrul Gazi oğlu Osman Gazi oğlu Orhan Gazi oğlu I. Murad oğlu I. Bayezit oğlu Mehmed Çelebi oğlu II. Murad oğlu Fatih Sultan Mehmed oğlu II. Bayezıt oğlu Yavuz Sultan Selim oğlu Sultan Süleyman oğlu II. Selim oğlu III. Murad oğlu III. Mehmed oğlu Ahmed oğlu İbrahim oğlu IV. Mehmed oğlu III. Ahmed oğlu II. Mahmud oğlu Abdülmecid oğlu II. Abdülhamid’dir.

Sultan II. Abdülhamid’in evlilikleri:

  • Nazikeda Kadın
  • Bedrifelek Kadın
  • Nurefsun Kadın
  • Bidar Kadın
  • Dilpesend Kadın
  • Mezide Mestan Kadın
  • Emsalinur Kadın
  • Müşfika Kadın
  • Sazkar Hanım
  • Peyveste Hanım
  • Fatima Basind.
  • Pesend Hanım
  • Behice Hanım
  • Saliha Naciye Hanım

Sultan II. Abdülhamid’in Saltanattan Önceki Hayatı

Sultan Abdülhamid’in annesi on yaşında vefat ettiği için kendisi Piristû Kadınefendi tarafından büyütülmüştür.

Şehzade, genç yaşta Osmanlıcanın yanı sıra Arapça, Farsça ve Fransızca dillerini öğrenmiş, hadis ilminde Sahih-i Buhari eserini çalışmıştır.

Padişah ayrıca Maarif Nazırından siyaset ve iktisat derslerinin yanı sıra edebiyat, İslami ilimler, şiir, tasavvuf, hat ve musiki üzerine de eğitim görmüştür.

Şehzade Abdülhamid, amcası Sultan Abdülaziz ile birlikte Mısır ve Avrupa seyahatlerine çıkmış, yaklaşık bir buçuk ay yurtdışında vakit geçirmiştir.

Padişah, babası Sultan I. Abdülmecid döneminde ticarete atılmış ve binicilik sporuna büyük ilgi göstermiştir.

Kızı Ayşe Sultan’ın onun için söylediği gibi, dine olan düşkünlüğü ile tanınmıştır:

Babam beş vakit namazını kılardı, Kur’an okurdu. Gençliğinde Şâzeliyye tarikatına tabi olmuş, özellikle Ramazan ayında camileri sık ziyaret ederdi.

Sultan II. Abdülhamid gençliğinde

Sultan II. Abdülhamid Dönemi

Sultan II. Abdülhamid’in Erken Hayatı

Sultan Abdülhamid’in saltanatı, kardeşi Sultan Beşinci Murad‘ın yerini alması ile 31 Ağustos 1876’ya tekabül eden H. 1293 Şaban ayının on birinde başladı.

Padişah, ağabeyi V. Murad’ın amcası Sultan Abdülaziz’e karşı yapılan darbeden sonra zihinsel bir çöküş yaşamasının ardından iktidara gelmiştir.

Sultan Abdülhamid tahta geçmesi ile Ebu Eyyub el-Ensari’nin mezarına gitmiş ve İstanbul’un fethinden bu yana süren bir gelenek olan Kılıç Kuşanma merasimini burada gerçekleştirmiştir.

Padişah daha sonra babası Sultan I. Abdülmecid’in türbesini, ardından Fatih Sultan Mehmed’in türbesini, ardından dedesi II. Mahmud ve amcası I. Abdülaziz’in türbesini ziyaret etmiştir.

Sultan Abdülhamid

Osmanlı İmparatorluğu’nun büyük mali sorunlarla karşı karşıya kaldığı ve Balkanlar’da milliyetçi unsurların ateşlediği kanlı ayaklanmalar nedeniyle II. Abdülhamid zor bir dönemde iktidara gelmiştir.

Padişah, saltanatının ilk gününden itibaren, en önemlisi ayrılıkçı fikirlerin yayılması ve mali krizler olmak üzere pek çok zorlukla karşı karşıya kalmıştır.

Sultan II. Abdülhamid, saltanatının ilk iki yılında gerçek yetkilere sahip değildi, çünkü Batı yanlısı kimliğiyle tanınan Mithat Paşa, Birinci Meşrutiyeti ilan ettikten sonra tüm önemli konularda son söz sahibi olan kişiydi.

Osmanlı İmparatorluğu, Abdülhamid’in tahta çıkmasından yalnızca bir yıl önce iflasını ilan etmişti.

Bosna-Hersek, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan’da yaşanan huzursuzluk ve ayaklanmalar devam ediyordu.

Rus-Osmanlı Savaşı

Avrupa ülkeleri, gayri-müslimlere haksızlık yapıldığını öne sürerek öne sürerek Osmanlı Devleti üzerinde baskı kurmaya çalışmışlar, gayri-müslümlerin durumlarının iyileştirilmesini talep etmişlerdir. Bu girişimler, Osmanlı meclisi tarafından devletin egemenliğine açık bir müdahale olarak değerlendirilmiştir.

Meclis-i Mebûsan, Rusya’nın Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmek için bahane olarak kullandığı bu girişimleri kabul etmemiştir.

Sultan Abdülhamid, devletin savaşa giremeyeceğini bildiğinden Rusya ile barış yapma eğilimindeydi, ancak Mithat Paşa, padişahın bu arzusunu göz ardı ederek yine de savaşı ilan etmiştir.

Rusya, Romanya ve Bulgaristan’ı işgal edip Edirne’ye ulaştığında, savaş Osmanlı İmparatorluğu için büyük bir felakete dönüşmüştür.

Rus kuvvetleri İstanbul’a bir kilometreye kadar yaklaşmış, Rusya Anadolu’yu işgal ederek başkenti her yönden kuşatmıştı.

Yenilginin ağırlığı altında Osmanlı İmparatorluğu Rusya ile, hükümleri adil olmaktan oldukça uzak olan Ayastefanos Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı. Anlaşmanın bazı hükümleri şöyleydi:

  • Karadağ, Romanya, Bulgaristan ve Sırbistan’ın bağımsız olması.
  • Rusya’ya 250 milyon altın lira tazminat ödemesi, devletin iflası durumunda Rusya’ya arazi ile ödeme yapılması.
  • İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının hem barış hem de savaş zamanında Rusya’ya açılması.
  • Girit Hristiyanlarını ve Ermenileri koruma taahhüdü.
  • Rusya’ya 6 adet Osmanlı savaş gemisi verilmesi.

Sultan Abdülhamid bu hükümleri kabul etmemek için çok direnmiş ancak sadece devletin savaş gemilerini vermemesi için son maddeyi engellemeyi başarmıştır.

Rus-Osmanlı Savaşı

Meclis-i Mebûsan’ın Kapatılması ve İktidar Değişikliği

Devletin uğradığı ezici yenilginin ardından Sultan, meclisi kapatmaya, anayasayı askıya almaya ve iktidarı tamamen kendi eline almaya karar verdi.

Yunan-Osmanlı Savaşı

Yunanistan’ın, Osmanlı kontrolündeki Girit adasının kontrolünü ele geçirme girişimi nedeniyle, 1897’de Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan arasında bir savaş çıktı.

Yunanistan’ın adayı işgal etmesi üzere Osmanlı İmparatorluğu, adaya savaş açtı.

Savaş, adanın bazı büyük devletlerden oluşan bir idarenin kurulması ile sonuçlanmış, aşağıdaki şartlarda anlaşılmıştır:

  • Teselya’nın Osmanlı idaresinden çıkması
  • 4 milyon Osmanlı lirası savaş tazminatı ödenmesi
  • Girit adası Büyük Devletlerin kontrolüne geçmiştir
  • Osmanlı kuvvetlerinin Yunanistan’ın işgali altındaki topraklarından tüm şartlar yerine getirilinceye kadar çekilmemesi

Osmanlı Devleti’nin Sultan II. Abdülhamid Yönetimindeki Durumu

Ekonomik Durum

Sultan Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine geçtiğinde devletin 2 milyar Osmanlı lirası borcundan dolayı son derece çetin bir durumla karşı karşıyaydı.

Mali Reformlar

  • Osmanlı İmparatorluğu’nun yaklaşık 2 milyar olan borcu 100 milyon Osmanlı lirasına kadar düşürülerek borçların onda dokuzunun ödenmesi
  • Şehzadeler ve bakanların maaşlarının düşürülmesi
  • Küçük çaplı mali ödeneklerin özel hazine yerine Maliye Bakanlığı’na devredilmesi
  • Banka kurulması
  • Ana para birimi olarak altın ve gümüşe güvenin andırılması

Ticari Reformlar

  • İthal mallar yerine iç ticaretin teşvik edilmesi
  • Tarımsal ihracatın artırılması
  • Hayati demiryolu, karayolları ve altyapıların kurulması

Tarım Reformları

  • Ziraat Bankasının kurulması, çiftçilere finansman sağlanması
  • Tarım ürünlerinin hareket kolaylığına büyük katkı sağlayan Hicaz Demiryolu’nun yapılması
  • Orta ve küçük işletmeler konseptinin geliştirilmesi
  • Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi
  • En son tarım gelişmelerini öğretmek için bir tarım okulu kurulması
Ziraat Bankası

Osmanlı İmparatorluğu’nun birçok alanda dramatik bir şekilde gerilemesine rağmen, Sultan Abdülhamid dönemi, genel olarak gerileme döneminde ekonomik ilerlemenin zirvesi olarak kabul edilir.

Sultan Abdülhamid birçok zorlukla karşılaşmış ancak bunları beceri ve dirayetiyle yönetebilmiştir. Bu da devletin tüm topraklarında ekonomik bir canlanmaya yol açmıştır.

Eğitim

Sultan II. Abdülhamid döneminde eğitim büyük bir rönesansa tanık olmuştur, zira kendisi eğitime önem veren ve bu alanda gelişmelere imza atan padişahlar arasındadır.

Padişah, Osmanlı tarihindeki en büyük eğitim seferberliğine öncülük etmiş, okullar ve üniversiteler açarak eğitim müfredatlarını güncelleştirmiştir.

Abdülhamid, orta ve yüksek okullar ve teknik enstitüler kurarak eğitim programlarını ve bilimsel içerikleri modernleştirmiştir.

Pages ( 1 of 4 ): 1 234Read More »

Similar Posts